Cumhuriyetin ilk yıllarında Anadolu’da okuma yazma oranının düşük olması nedeniyle kurulan Köy Enstitüleri’nin mimarı İsmail Hakkı Tonguç, Nilüfer Kent Konseyi ve Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği tarafından ölümünün 54. yıl dönümünde anıldı. Nilüfer Dernekler Yerleşkesi’nde düzenlenen anma törenine Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Şazi Çavuşoğlu, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Başkanı Fevzi Topçuoğlu ve çok sayıda davetli katıldı.


Etkinlikte Dr. Turgay Akkuş, Nadir Gezer, Atakan Erdağı ve Fevzi Topçuoğlu, Tonguç’un hayatını anlattı.


Son kuşak Köy Enstitülü olan Edebiyatçı Nadir Gezer Köy Enstitüleri’nin kuruluş amacı hakkında bilgi verdi. Nadir Gezer, “1935’de 16 milyonluk bir nüfusumuz vardı ve bu 16 milyonun yüzde 85’i okuma yazma bilmiyordu. 1923’den 1935’e kadar olan süreçte istenilen eğitim öğretim düzeyine ulaşılamadı. Mustafa Kemal canı tez adamdı. Yeniliklere yatkın bir yapısı nedeniyle üst üste yenilikleri yapma isteğinde halkın millet mekteplerinin tahakkümü altından kurtulması için köy enstitüleri kuruldu. Bugün yine aynı şeyi yaşıyoruz Mustafa Kemal’in devrim yasalarını bir yana bırakarak gerici dünyanın üzerinde yürümeye çalışıyoruz. O dönemde Anadolu’da 40 bin köy var ve bu köyler Arap harflerine tahakküm edilmiş köylerdir. Hiç birinde okuma yazma yoktu. İsmail Hakkı Tonguç bu eğitim hamlesine getirildiği zaman, bu ülkeyi uyandıracak düşünce oluşmaya başladı. Tonguç işbaşına geldikten sonra on bir yıllık süreç içerisinde 27 bin 264 insanın yetiştirilerek Anadolu’ya yayılması çok önemli bir iştir. Onun için Tonguç’u ‘Ölümsüz Tonguç’ olarak anmak zorundayız,” şeklinde konuştu.


Günümüz eğitim sistemi hakkında da konuşan Nadir Gezer, “Bugün Türkiye’de uygulanan eğitim geleneksel eğitimdir. Çocukların mahalle mekteplerinde insafsızca kendi politikaları için sömürülmelerine karşıyım. Gerici dünyayı uygulamaya çalışanlar olduğu sürece bu ülkede demokrasi anlayışı gelişmeyecektir,” dedi.


Panelde söz alan Atakan Erdağı ise İsmail Hakkı Tonguç’un iyi anlaşılamadığını kaydetti. Erdağı, “Türkiye aydınlanması içerisinde bir eğitimci olan İsmail Hakkı Tonguç, sönmeyen bir güneş gibidir. Türkiye toplumunun onu çok iyi tanımadığını düşünüyorum. Köy Enstitüleriyle ilişkilendirilen bir İsmail Hakkı Tonguç tanımı vardır toplumda. Tonguç, Köy Enstitüleri’nin ışıltısıyla sanki biraz karanlıkta kalmış gibi. Oysa Tonguç’un eğitim ideali tamamlanmamış bir projeyle sınırlandırılamayacak kadar geniş ve bugün eğitimde yaşananlara dair cevaplar da içeren bir gelecek perspektifidir. Köy Enstitüleri üzerinden Tonguç’u değil de, Tonguç üzerinden Köy Enstitüleri’ni anlamaya çalışmanın daha doğru bir yaklaşım olacağını düşünüyorum,” diye konuştu.

 

İsmail Hakkı Tonguç kimdir?

İsmail Hakkı Tonguç (1893 - 24 Haziran 1960 ) eğitim tarihimizde yoksul halk çocukları için eğitim hakkı kavramını özgün Köy Enstitüleri eğitim sistemiyle dağarcığımıza katan bir eğitim devrimcisidir. Mustafa Necati döneminde Cumhuriyet Eğitim Devrimi arayışlarına katılır. Tonguç, Ders Araç Gereçleri ve Okul Müzesi Müdürlüğü, Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü kuruculuğu, İlköğretim Genel Müdürlüğü ve sırasıyla Köy Eğitmen Kursu, Köy Öğretmen Okulu ve Köy Enstitüleri tasarımının kuramı ve uygulamalardaki büyük emeği ile eğitim tarihimizde onurlu yerini alır. İsmail Hakkı Tonguç, düşün dünyamızdaki arayışlarda eşitlikçi, pozitif ayrımcı, demokratik, laik-bilimsel, üretici eğitim kavramlarının anımsattığı ilk isimdir. Bugün çağdaş öğrenme kuramlarının tüm izleri aydınlık Köy Enstitüleri deneyiminde görülebilmektedir. Orta öğretimde ilk yatılı karma eğitimin, bireyi dönüştüren, özgürleştiren ve zenginleştiren sanat eğitiminin, çevre ve doğa duyarlıklı okul kavramının, eğitimin toplumu içten canlandıracak bir değişim, dönüşüm projesi olarak algılamanın merkezinde temel bir referanstır.