haber

Sabahattin Ali bütün yönleriyle ele alındı

Sempozyum, düzenlenen kokteylin ardından Nilüfer Çok Sesli Koro’nun konseriyle start aldı. Kızı Filiz Ali’nin desteği ve Sevengül Sönmez’in danışmanlığı ile yürütülen sempozyumun ilk konukları, Oyuncu Mert Fırat, Yönetmen İlksen Başarır ve Besteci Murat Cem Orhan oldu. “Sabahattin Ali’den Bugüne Gelen “ adlı oturum öncesi açılış konuşmasını Nilüfer Belediyesi Başkanı Mustafa Bozbey yaptı.

Bu yılı Sabahattin Ali’ye ayıran Nilüfer Belediyesi sayesinde çok yönlü sanatçıyı geç olsa da keşfeden herkeste büyük eksiklik duyguları canlandığına inandığını ifade eden Başkan Mustafa Bozbey, “Sabahattin Ali, on yıllar öncesinde yazdıklarıyla, adeta bugünü tanımladığı Markopaşa yazılarıyla, hala bir rehber olabilecek nitelikte bir yazar. Sabahattin Ali, fotoğraf tutkusuyla kare kare belgelediği o dönemdeki Anadolu’yu bize büyük bir miras halinde bırakan bir sanatçı. İşte biz de Nilüfer Belediyesi olarak Sabahattin Ali’nin çok yönlü, yaratıcı yanını düzenlediğimiz etkinlik ve atölyelerle ortaya koymaya çalıştık. Geçtiğimiz günlerde yine bu mekanda, öğrencilerle bir araya geldik. Onların gözlerinde gördüğüm ışık ne denli doğru yolda olduğumuzu bir kez daha bize gösterdi. Sempozyumda bir yıl süren çalışmaların sonucunda yazarın daha yoğun ele alınmasını bekliyoruz,” dedi.

Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali ise çok duygulandığını ifade ederek, “Babam sağ olsaydı dünyanın en mutlu insanı olurdu. Bütün yılı ona adamak benim için büyük bir onur. Nilüfer Belediyesi’ne bize böyle bir mutluluğu yaşattığı için çok teşekkür ederim” diye konuştu.

Filiz Ali konuşmasının sonunda Sabahattin Ali’nin yıllar önce kalame aldığı Yeşil Sarık adlı yazısını da okuyarak, onun ne kadar ileriyi gören bir kişi olduğunu ve günümüz Türkiyesi’nde yaşananları o zamanlardan gördüğünü belirtti.

Açılış konuşmalarının ardından Sevengül Sönmez’in yönettiği ilk oturum başladı. Oyuncu Mert Fırat, Yönetmen İlksen Başarır ve Besteci Murat Cem Orhan’ın konuk olduğu “Sabahattin Ali’den Bugüne Gelen “ adlı oturumda görüşler ve mesleki bağlantılar dile getirildi. Besteci Murat Cem Orhan, Sabahattin Ali’yi ir halk ozanı olarak gördüğünü belirterek, müzikle ilişkisini önemli bulduğunu ifade etti. Sabahattin Ali’nin eserlerinde her şeyin çok açık ve net olduğunu ifade eden Orhan, Kuyucaklı Yusuf romanından esinlenerek bestelediği bale süitinden bir bölümü izleyenlerle paylaştı.

Daha sonra söz alan Yönetmen İlksen Başarır da sinema ve edebiyatın iç içe olduğunu belirterek, “Dünyada sayısını bilmediğimiz kadar edebiyattan sinemaya uyarlanan yapım var. Türkiye bundan farklı zamanlarda farklı şekilde yararlandı. 1980 ihtilalinden önce daha çok uyarlanan eser vardı. İhtilal her şeyi vurduğu gibi sinemayı da vurdu ve uzun yıllar bu yol izlenmedi. Son yıllarda yine çok güzel eserler günümüze uyarlandı ve izleyici ile buluştu. Sabahattin Ali eserleri sinemaya en çok uyarlanan yazardır,” diye kaydetti.

Oyuncu Mert Fırat ise Sabahattin Ali’nin sanat bakımından çok yönlü bir yazar olduğunu ifade ederek, “O yazdığı her hikaye de karakterleri farklı açıdan değerlendirirdi. O oyuncu oyun ilişkisini çok iyi bildiği için yönetmen ve sanatçılara çeşitli imkanlar yaratırdı. Onun karakterlerini oynamak çok ayrıcalık ister. Türk romancılığında derin ve üç boyutlu karakterler yoktur. Onu hikayelerini okurken daha kendinizi oyuna dahil etmiş buluyorsunuz” şeklinde konuştu.

Oturumun sonunda Başkan Bozbey, Başarır, Sönmez, Orhan, Fırat ve Kızı Filiz Ali’ye birer teşekkür plaketi verdi.

Sempozyum ikinci günde de devam etti. İkinci günün ilk oturumunda Hakan Akdoğan ve Yusuf Perver, Sabahattin Ali’nin hayatı, edebiyata bakışı ve yazma tutkusunun konu edildiği atölye çalışmalarının genç kalemlere yansımalarını aktarırken Baturalp Kuyucuk ve Ramazan Sağır edebiyata yön vermiş büyük bir usta ile genç yaşta tanışmanın etkilerini anlattı. Sabahattin Ali’nin yaratıcılığının izinde konu başlığı altında yapılan ilk oturumun son bölümünde ise Nagihan Ergiyen ve Şermin Kılıç yazarın eserlerinin zihinlerde yarattığı görsel algıyı yaratıcı bir platforma dönüştüren Liselerarası Kitap Kapağı Tasarım Yarışması sürecini anlattı.

Usta yazarın şiirlerinin ele alındığı ikinci oturumda ise Mesut Varlık, Sabahattin Ali’nin şiirlerinde “taşra” konusunu mercek altına aldı. Mesut Varlık, Sabahattin Ali’nin öykülerinin yanı sıra şiirlerinin söz konusu olduğunda çok önemli bir nokta var diyerek yazarın 1932’de hapis cezası aldığı “Memleketten Haber” şiirini okuyarak değerlendirmelerde bulundu. Sabahattin Ali’nin eserlerinde aydın var mıdır? sorusunun peşine düşen Zeliha Güneş, roman kahramanları üzerinden Sabahattin Ali’nin “aydın” kavramına yüklediği anlamı sorgularken edebiyatçı Sabri Gürses de Sabahattin Ali’nin Dostoyevski çevirisiyle başlayan, Tercüme Bürosu’ndaki çalışmalarıyla devam eden ve oldukça ihmal edilmiş “çevirmen” yönünü ele aldı.  “Dışımızdaki Masum; Sabahattin Ali” sempozyum koordinatörü Sevengül Sönmez ise Türkiye ve dünya tarihinin en ilginç mizah gazetesi Markopaşa’nın trajik öyküsünü ve gazetenin neden bu kadar sevildiğini katılımcılarla paylaştı.

Sabahattin Ali’nin bütün yönleriyle anlatıldığı sempozyumun son oturumunda ise Türkiye’nin önemli edebiyatçıları arasında yer alan Semih Gümüş ise Sabahattin Ali’nin öykü ve romanlarını değerlendirdi. Öykü denildiğinde akla ilk gelen iki isimden birinin Sabahattin Ali olduğunu ifade eden Semih Gümüş, Sabahattin Ali’nin bizim edebiyatımızın geleneksel gerçekçi dönemiyle daha sonraki modernleşme dönemi arasındaki en sağlam köprü olduğunu söyledi. Semih Gümüş “Sabahattin Ali’nin öyküleri bugünün öykü yazmaya ve okumaya meraklı gençler için bile hala yeniliğini sürdürmektedir,” şeklinde konuştu.

Sabahattin Ali’yi 2013 yılı için “Yılın Yazarı” ilan eden Nilüfer Belediyesi “Dışımızdaki Masum; Sabahattin Ali” sempozyumuyla etkinliklerini tamamladı . Sempozyum sonunda Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Ahmet Çakıcı sempozyuma konuşmacı olarak katılan eleştirmen, akademisyen ve yazarlara teşekkür ederek anı plaketi verdi.