Uğur Mumcu Bulvarı’nda yapılan yürüyüşte kadınlar “Hem yasta hem isyandayız” pankartı taşıdı. Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi’nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlediği ‘Kadın Yürüyüşü’ geniş katılımla gerçekleşti. Uğur Mumcu Bulvarı’ndaki 29 Ekim Mahalle Muhtarlığı önünden başlayan yürüyüşe, Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi üyeleri, Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Seden Bozbey, belediye personeli ve Nilüfer’deki kadın derneklerinin üyeleri ile çok sayıda kadın katıldı.
Kadın Yürüyüşü bu yıl, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü programı için Ankara’ya giderken yolda meydana gelen kazada 7 kadın işçinin hayatını kaybetmesi nedeniyle sessiz gerçekleşti. Kadınlar yürüyüşte “Hem yastayız hem isyandayız” pankartı taşıdı.
“Yürüyoruz, Kadın Dayanışmasını Büyütüyoruz” sloganı altında geniş katılımla gerçekleşen yürüyüşte, Nilüfer Belediyesi zabıta ekipleri de kadınlara karanfil dağıttı.
Uğur Mumcu Bulvarı’nda gerçekleşen yürüyüş boyunca kadınlar, ellerinde “Tacize tecavüze hayır”, “Kadın yaşam özgürlük”, “Geceler de sokaklar da meydanlar da bizim”, “Kadın emeğinin sömürüsüne hayır”, “Batsın bu dünya biz yeniden yaparız”, “Eşitlik yoksa aşk da yok” yazılı dövizler taşıdı.
Nâzım Hikmet Kültürevi önünde sona eren yürüyüşün ardından ortak açıklama yapıldı. Açıklamayı, Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi ile Nilüfer Belediyesi Eşitlik Birimi adına Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Cevriye Coşkun Kayış yaptı.
Cevriye Coşkun Kayış açıklamaya, Ankara yolunda yaşanan kazada hayatını kaybeden
7 kadın işçi için yaşadıkları üzüntüye değinerek başladı. Kayış, hayatını kaybedenler için
Allah’tan rahmet, yaralananlar için de şifa diledi.
Kayış kadınlar olarak mücadeleyi acıyla, emekle, inat ve isyanla yoğurmaya devam ettiklerini belirterek “Her sene isyanımız perçinlenerek artıyor” dedi.
2017’DE 49 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
2017 yılında 49 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü belirten Cevriye Coşkun Kayış, “Her gün duyduğumuz ya da kapalı kapılar ardında kalan onlarca taciz ve tecavüz vakası yaşanıyor. Yine haykırarak söylüyoruz, erkek değil gerçek adalet istiyoruz. Yüzlerce kadın iş hayatında güvencesiz çalıştırılıyor. Ev kadınlarının emeği değer görmüyor. Kadının bu kadar değersizleştirildiğini gördükçe isyanımız yüreğimizi, boyumuzu aşıyor” şeklinde konuştu.
Sağduyu ve eşitlik algısının kaybedildiğini söyleyen Kayış, şöyle devam etti: “Siyaset üstü bir irade ile görevinden uzaklaştırılan kadın akademisyenler, vekiller, tutuklanan ihraç edilen öğretmenler, gazeteciler bir gün bu ülkenin utanç duvarı olacaktır. Halklar olarak birbirimize düşman ediliyoruz. Kadın olmanın, çocuk olmanın, LGBTİ olmanın ve tüm ‘Öteki’ ilan edilmelerin bedelini ağır ödüyoruz. Ne etnik kimlik, ne din, ne mezhep bizi birbirimizden ayırmalı. Önce, insan ve kadın olmanın güzelliği ile birlik ve beraberlik duygumuzu kaybetmemeliyiz. Bilmeliyiz ki, asıl düşman, bizi bize kırdıran zihniyetin kendisidir. Bizi sarıp sarmalamaya çalışan bu karanlığa inatla ‘Hayır’ diyoruz. Biliyoruz ki, ‘Dünyayı kadınlar kurtaracak ve isyanı sevmekle başlayacak her şey.’ Bizler, ‘Tek başına olmaz, hayır, kadınlar birlikte güçlü’ dedik. Biz kadınlar, 8 Mart'ın şafağında, aynı gökyüzü altında yıldızlardan bile parlak, savaşsız, sömürüsüz ve sürgünsüz bir dünya yaratmak için, emeğimizi ekmek ile gül ile çoğaltmak için, eşit ve adil bir dünya için buradayız. Yaşasın kadın dayanışması” diye konuştu.
Yapılan açıklamanın ardından Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu’nun sahnelediği ‘Zabel’ isimli tiyatro oyunu Nâzım Hikmet Kültürevi’nde seyirciyle buluştu. Oyunun sahnelendiği salonda da kazada hayatını kaybeden 7 emekçi kadın unutulmadı ve ön sıradaki koltuklara isimleri yazılarak anıldı.