“Katıldığım terapi eğitimlerinde sürekli artan yetenekleri ve gözlerinde gördüğüm ışık aslında benim için bir terapi oldu” diyen Aykut, engelli bireyleri farklılıkları ile kabul etmenin, iletişimin ilk şartı olduğunu söylüyor. Bu sayede onların gözüyle dünyaya bakmayı öğrendiğini belirten heykeltıraş “Sonunda anladım ki aslında hiç bir farkımız yok, biz birbirimizin, toplumun aynasıyız” derken, bu izlenimleri ve aldığı ilhamla Nilüfer’e bir heykel kazandırmaya karar vermiş. Nilüfer Belediyesi’nin de destekleri ile geçtiğimiz ay “Terapi” ismini verdiği heykel çalışmasına başlayan Aykut, figüratif anlatımlardan oluşan çalışmasının 2013 yılında tamamlanarak Nilüfer’in bir caddesi ya da parkında yer almasını umuyor. 

Uzun yıllar tekstil tasarım alanında çalışan, ancak 2001 yılında yeniden üniversite sınavlarına girerek Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni kazanan Aykut, şimdilerde heykel atölyesine çevirdiği evinin alt katında yarattığı başarılı çalışmalarla adını duyuruyor. Bursaspor panosu ve Nilüfer Belediyesi mahalle panoları gibi çalışmalarıyla beğeni kazanan Aykut’un son çalışması “Terapi”, birbirleri ve toplumla karşı karşıya gelen engelli bir birey ve sıradan insanın yüzlerinde taşıdığı aynalarla “Aslında hepimiz aynıyız; görmek istemesek de insanlığın aynasıyız” mesajı veriyor.

Aykut’un seslenmek istediği bir başka kitle ise Nilüfer Belediyesi’nin insan odaklı yönetim anlayışı gereği yolların yaya, engelli ve bisiklet öncelikli planlamasına itiraz eden araç sürücüleri. “Yayalar, engelliler ve bisiklet kullanıcılarına ayrılan geniş alanlar nedeni ile yolların daralmasından şikayet eden sürücüler için, bu heykeller aslında sessiz bir cevap” diyen Heykeltıraş Aykut, mutlu bir toplumun ancak iletişimi güçlü, duyarlı ve hoşgörülü insanlardan oluşabileceğini savunuyor.