Bozbey’in yerel yönetimdeki çalışmalarını yakından takip ettiklerini ve Nilüfer’deki 3. dönem başarısının kendisini pek çok çevre için bir fenomen haline getirdiğini ifade eden Has Parti İl Başkanı Ali Mollasalih, “Biz sonuçta siyaset yapıyoruz. Zaman zaman eleştirimiz de oluyor; takdirlerimizi ilettiğimiz de. Ancak Başkan Bozbey 1999 yılından bu yana sergilediği demokratik çizgisini sürdürüyor. Bu gece de kendisinden siyasetteki ve yerel yönetimdeki bu çizginin nasıl sağlandığı hakkında bilgi almak istedik,” dedi.

Başkan Bozbey de konuşmasına “Siyasi görüşlerimiz farklı olsa da yaşam görüşü olarak birbirine oldukça yakın ve bu kente sevdalı, eleştirisini de takdirini de esirgemeyen bir topluluk arasında bulunmaktan dolayı çok mutluyum,” sözleri ile başladı.

Nilüfer’deki başarının bütçe ve stratejik planlar arasında sağlanan uyum ile yakalandığını belirten Bozbey, stratejik planların temelini ise eğitim, bilim, kültür-sanat ve sporu ön plana alan bir yönetim anlayışının oluşturduğunu ifade etti. 

“Stratejik planlarımızı halka, muhtarlara, Mahalle Komitelerimize ve Nilüfer Kent Konseyi’ne danışarak yapıyoruz. İlk zamanlar vatandaşın eğitim, kültür-sanat ve spor ile ilgili talepleri öncelikli talepler arasında olmuyordu. Ancak zaman içinde bu taleplerin de öncelikli hale gelmesini sağladık. Nilüfer’de sağlanan bu sosyal dönüşüm sayesinde Nilüferliler artık kütüphane, kültür merkezleri ve spor salonları istiyor. Nilüfer’de dikkat çeken farklılığın sebebi de budur diye düşünüyorum,” diyen Bozbey, soruları da yanıtladı. 

Fatih Sultan Mehmet Bulvarı üzerinde yer alan hastane alanının akıbetinin ne olacağı hakkındaki bir soru üzerine Bozbey, “Herkes bir şeyler söylüyor. Fakat icraat yok. İl Sağlık Müdürü hastane projeleri hazır diyor. Fakat ortada bir şey yok. Belirsizlik söz konusu,” yanıtını verdi. 

Geçtiğimiz günlerde yürürlüğe giren Kentsel Dönüşüm Yasası ve mevcut uygulamalar hakkındaki görüşlerini de paylaşan Bozbey, “Bu konuda oldukça endişeliyim. Kentsel dönüşüm halk sağlığı, sosyoloji, eğitim, ulaşım, nüfus yoğunlukları, kişilerin ve kamunun çıkarları dikkate alınmaksızın yapılırsa felaket olabilir. Örneğin siz 10 bin kişi kapasiteli bir mahalleye 20 bin kişi yerleştirirseniz o mahalle çekilmez hale gelir,” dedi.