haber

Aksoy: Sanat hiçbir zaman hapsedilemez

Dünyanın önde gelen heykeltıraşlarını ve eserlerini Kuzgun Acar Heykel Sempozyumu ile Bursalılarla buluşturan Nilüfer Belediyesi, Türkiye’de adından sıkça söz ettiren heykel sanatçısı Mehmet Aksoy’u Gençlik Parkı’nda düzenlenen söyleşide ağırladı. “Sanatta özgürlük” temasının işlendiği söyleşi, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in konuşmasıyla başladı. Bozbey, 12 Eylül askeri darbesine vurgu yaparak sanat ve özgürlüklerin de darbeye maruz kaldığının altını çizdi. Başkan Bozbey, “Sansür, yasak ve aydın üzerindeki baskı hala günümüzde de kendisini göstermektedir. “Gezi” ruhuyla artık tüm yurtta gösterilen tepki; özgürlük özlemidir. Çağdaş, demokratik bir toplum özlemi içindir. Son dönemde iktidarın ağır baskısından nasibini alan bir sanatçı da Mehmet Aksoy’dur,” dedi.

Başkan Bozbey’in ardından söz alan heykel sanatçısı Mehmet Aksoy da sanat hayatı boyunca heykel yapmaktan çok heykellerini sergileyeceği yer bulmakta zorlandığını belirterek, otoritenin baskısını her zaman üzerinde hissettiğini söyledi. Aksoy, “İdeolojiler üst yapı kurumlarıdır. Sanat da bir üst yapı kurumudur. Din de bir üst yapı kurumudur, adalet de bir üst yapı kurumudur. İktidarlar bütün bunlara sahip olup bir egemenlik kurmak ister. Bütün savaşlar ve bütün her şeyin başında bu gelir. Bundan dolayı heykeller, kişilerin ideolojilerine uymazsa dikilemezler,” şeklinde konuştu. 

Kars’ta yapmış olduğu ve ‘Ucube’ olarak adlandırılan İnsanlık Anıtı’nın yıkılması hakkında da konuşan ünlü heykeltıraş Aksoy “Sanat hiç bir zaman hapsedilemez. Bu anahtar deliğinden bile çıkar, kapı aralığından çıkar, pencerenin pervazından çıkar. 13 sene Nâzım’ı hapsettiler, ne oldu? Çıktığında dünyaca meşhur bir şairdi. Aynı şekilde Nelson Mandela, kaç sene hapiste kaldı ırk ayrımcılığı yüzünden ve sonunda ne oldu? Aynı ülkeye Cumhurbaşkanı oldu. Bu özgür düşüncenin, haklı düşüncenin eseridir. Düşünceleri hiç kimse hapse atamaz ve öldüremez” dedi. 

Aksoy, “1970’li yıllarda Nâzım Hikmet’in ‘Anlamak’ şiiri üzerine yapmış olduğum bir heykel de bunu ifade ediyordu. Aslında bütün mesele ileri geri dine sarılmalar, din ile insanları olduğu yerde tutmalar, aklı bir tarafa atmalar. İnanılsın, düşünülmesin, bana oy verilsin. ‘Ben insanları olduğu yerde tutayım, insanlar düşünmesin’ diye her şey yapılıyor ve bir sürü oluşturuluyor. ‘Ben insanları sürerim giderim sen bana bak, ben ne diyorsam doğrudur, güzeldir’ diyorlar. Onun için insanların gözlerine bir sürü perdeler çekiliyor. Bizim yapmış olduğumuz iş de hayata bakmak, gerçeği görmeye çalışmaktır,” diyerek sözlerini tamamladı.