haber

Bozbey’den elektromanyetik alan isyanı

Bozbey, Ataevler Mahallesi’nde uygulanan kentsel yenileme çalışmalarını da hatırlatarak “İnsanların sağlıklı bir yaşam sürmesi konusunda hassasiyet sıfırın altına inmiş durumda” dedi. Nilüfer Belediyesi’nin 2007 yılından bu yana sürdürdüğü Elektromanyetik Alan Kirliliği İzleme projesinin 2016 yılının ölçüm sonuçları düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Sonuçların Avrupa ortalamasının üzerinde çıktığı belirtilen toplantıda Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci bilimsel verileri paylaştı.

 

Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcıları Yalçın Işıkyıldız ve Nazlı Yazgan’ın da katıldığı basın toplantısında Başkan Bozbey, Nilüfer Belediyesi’nin yetki alanı dışında olmasına rağmen Nilüfer’de vatandaşların sağlıklı bir yaşam sürmeleri için ücretsiz olarak hava kirliliği ölçümleri, su kirliliği ölçümleri ve elektromanyetik alan kirliliği ölçümleri yaptıklarını hatırlattı. Nilüfer’de uygulanan kentsel yenileme çalışmalarının yüksek gerilim hatlarının oluşturduğu elektromanyetik alanların dikkate alınarak uygulanması gerektiğinin altını çizen Mustafa Bozbey, “Yaptığımız ölçümler ve incelemeler sonucunda bireysel olarak alınacak önlemler konusunda vatandaşlarımıza korunmanın yollarını gösteriyoruz. Kentsel dönüşüm ya da yenilemelerde elektromanyetik kirlilik etkisinin uygulamalarda dikkate alınmasını gerekli platformlarda özellikle vurguluyoruz. Ataevler Mahallesi’nde kentsel yenileme çalışmaları var. Biz Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde yaptığımız itirazlarda ‘Hazır plan değişikliği yapıyorsunuz, biz yoğunluk artışına destek vermiyoruz, onaylamıyoruz ama en azından yüksek gerilim hatlarından şu kadar metre çekin ki elektromanyetik maruziyet altında kalmasınlar’ diyoruz ama üzgünüm ki bizim söylediklerimiz dikkate alınmıyor. Yine aynı sınırlarda binalar yapılıyor” dedi. 


İnsanların yaşamlarının 24 saatini elektromanyetik alan maruziyeti içerisinde bırakacak plan anlayışlarının sürdüğünü belirten Bozbey, “Kentsel yenilemelerde de insanların sağlıklı bir yaşam sürmesi konusunda hassasiyet sıfırın altına inmiş durumda. Bunu bir kez daha vurgulayarak; bu plan değişikliklerinde Allah aşkına artık bu bilimsel verileri dikkate alarak elektromanyetik kirlilikle insan yaşamını son derece kötü etkileyen bu maruziyetten uzak tutulması konusunda hassasiyet bekliyoruz” diye konuştu. 

 

“BİZ HASTA OLMAYALIM DA KİM OLSUN!”

 

Belediye Başkanının görev ve yetkilerinin, 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 38. maddesindeki; “Belde halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemleri almak” olduğunu kaydeden Bozbey, “Elektromanyetik radyasyon maruziyet limitleri var. Ne yazık ki benim ülkemin insanının sağlıklı bir yaşam sürmesi için gerekli olan limitler hala daha yönetmeliklerde uygulanmıyor, tam tersine yüksek limitli değerler uygulanıyor. Yani Avrupa’daki, İsviçre’deki, Hollanda’daki insanlar insan da benim ülkemin insanı insan değil mi? Bu yüksek maruziyeti yaşamak zorunda mı? Nilüfer Belediyesi olarak 8 yıl önce almış olduğumuz meclis kararını uygulamaya koyduğumuz halde Bilgi Teknolojileri Kurumu’nun bize açmış olduğu dava sonucunda meclis kararının kaldırılmasını doğru bulmuyorum. Ama biz Nilüfer bazında en azından İsviçre’deki limitlerin uygulanması konusundaki ısrarımızı ortaya koyduk ve bunun ülke çapında uygulanması gerekiyor. Bu limitler, gerek yüksek gerilim hatları ve gerekse de baz istasyonları yakınlarında yaşayan halkımıza, Anayasa’nın 56/I. maddesinde belirtilen, “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” ifadesine uygun çevre ortamı temin etmekte yetersizdir. Yetkilileri İsviçre’de uygulanan yönetmelikler gibi bir an önce daha duyarlı yönetmelikler hazırlaması için önlem almaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.


İsviçre’de baz istasyonlarının limitlerinin 5 V/m olduğuna dikkat çeken Bozbey, Türkiye’de bu rakamın 45,75 V/m olduğunu söyledi. İsviçre’de yüksek gerilim manyetik alan maruziyeti limitlerinin de evlerde 1 mikrotesla olduğunu kaydeden Bozbey, bu maruziyetin Türkiye’de 200 mikrotesla olduğunun altını çizerek “Biz hasta olmayalım da kim olsun” dedi. ‘Baz istasyonlarının şehir dışına çekilsin’ diye bir taleplerinin olmadığına vurgu yapan Başkan Bozbey, “İletişim teknolojisi açısından bunun mümkün olamayacağının bilincindeyiz. Burada önemli olan, baz istasyonlarının güçlerinin daha düşük limitlere çekilmesidir. Örneğin Nilüfer ortalamasının daha altında kalacak şekilde düşürülmesi gerekir. Ve baz antenlerinin evlere yönelmiş olanları da kaldırılmalıdır” diye konuştu.


2016 yılı itibariyle Nilüfer’deki elektro manyetik kirlilik seviyesini Google Maps üzerinden paylaşıma sunduklarını söyleyen Mustafa Bozbey, isteyenlerin değerleri http://www.radyasyonolcumu.com/bursa_nilufer_baz_olcum internet sitesinden takip edebileceklerini kaydetti.

 

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ZAYIFLIYOR

 

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci de Elektromanyetik Alan Kirliliği Projesi kapsamında elde edilen bilimsel verileri değerlendirdi. Çerezci, “Yaptığımız çalışmalar elektromanyetik kirliliğin önlenmesi konusunda yol gösterici olacak. Elektromanyetik kirliliğin tadı yok, kokusu yok, fark edilmeyen bir şey ve biz bununla yaşamımızı sürdürüyoruz. Söz konusu elektromanyetik radyasyon, GSM frekansları ve mikrodalgalar melatonin hormonunun salgılanmasını vücudumuzda engelliyor. Bunun engellenmesi de vücudumuzun bağışıklık sistemini ciddi oranda zayıflatıyor ve bu nedenle sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Çocuklar ve yaşlılar üzerinde potansiyel olarak etkileniyor. Sağlıklı bir çevrede yaşamak için en düşük zarara ulaşabileceği dozu bulmak gerekiyor. Ülkemizde bu rakam üst mikroteslaya kadar ulaşabiliyor. Nilüfer’de yaptığımız çalışmalarda baz istasyonlarında 10 birimi aşan değerler var. Bu değerler Türkiye’nin limitlerinin altında görülüyor ama İsviçre’deki limitlere bakacak olursak yüksek bir değer. Minimum maruziyeti sağlayabilmek için her bölgede elde edilen verinin altında bir değeri korumak lazım. Yüksek gerilim hatlarıyla ilgili 200 mikrotesla limitinden 2016 yılı itibariyle bir evin içerisinde yaklaşık 8,5 mikroteslaya ulaştık ama Hollanda hükümeti yeni kurulan yüksek gerilim hatlarıyla ilgili rehabilitasyon çalışmaları yürütüyor ve yeni yerleşimlerde 0,2-0,3 mikrotesla. Çünkü 0,4’lük mikroteslalık değerlerde çocuklarda kansere yakalanma riski artmış. Onun için Hollanda, Danimarka gibi ülkeler yeni yerleşim yerleri ve okulların yakınlarından geçen hatlarını pasifize ediyorlar. Türkiye’de bu duruma 20 yıllık duyarsız bir yaklaşımdan dolayı gelindi ama bunu düzeltmek daha uzun bir süreç istiyor ve bunun yapılması lazım” dedi.

 

İLK VE TEK TÜRKÇE KAYNAK

 

Basın toplantısında, Proje Danışmanı Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci’nin Nilüfer Belediyesi tarafından basımı yapılan ve Türkiye’de ilk defa elektromanyetik alan kirliliğini konu alan tek kitap olma özelliğini taşıyan ‘Görülmez-Duyulmaz Risk Elektromanyetik Alan Kirliliği’ kitabının da tanıtımı yapıldı. Prof. Dr. Çerezci’nin kitabında elektriğin kirli yüzünden, kablosuz iletişimde kullanılan radyo frekans alanlara, mirodalga fırınlardan, baz istasyonlarının halk üzerinde oluşturduğu psikolojik etkinin değerlendirilmesine kadar çok sayıda konu yer alıyor.