Nilüfer Belediyesi Çiftçi Evi, “Topraktan yeşeren liderlik eğitimi”ne ev sahipliği yaptı. Liderlik, tarım ve hayvancılıkta dijitalleşme, teknoloji kullanımı ile gıda güvenilirliğinin konuşulduğu buluşmada, inovasyonun önemine de dikkat çekildi.
Hem kırsalda, hem de kentteki üreticilere yönelik tarım ve hayvancılık alanında çeşitli eğitim çalışmalarının yapıldığı Nilüfer Çiftçi Evi, bu kez “Topraktan yeşeren liderlik eğitimi”ne ev sahipliği yaptı.
Nilüfer Belediyesi’nin katkıları ve Gökdere Rotary Kulübü, İnegöl Rotary Kulübü ile Bursa Kuzeyyıldızı Rotary Kulübü’nün organizasyonu ile düzenlenen eğitim çalışmasına Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencileri katıldı. Feyz Çiftliği sahibi Sencer Solakoğlu, Pasto Bursa’nın sahibi Hakan Doğan ve Rotary 2440. Bölge Ryla Komite Başkanı Özgür Yıldız’ın konuşmacı olarak yer aldığı eğitimde, liderlik, sürdürülebilir tarım, çiftlik yönetimi, tarım ve hayvancılıkta dijitalleşme, teknoloji kullanımı, gıda güvenilirliği ile inovasyonun önemine dikkat çekildi.
Hakan Doğan katılımcılarla buğdayın geleceği üzerine önemli bilgiler paylaşırken, Özgür Yıldız da inovasyon ve geleceğin liderliğine dair görüşlerini dile getirdi. Aynı zamanda TÜSEDAD (Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği) yönetim kurulu başkanı olan Sencer Solakoğlu da, tarım ve hayvancılıkta şeffaflık, teknolojinin doğru kullanımı, dijitalleşme ile gıda güvenilirliğinin önemini vurgulayarak, kendi çiftliğinde ve tarımsal üretiminde kullandığı yöntemleri katılımcılarla paylaştı.
Bir işi severek yapmanın başarılı olma noktasında önemli bir etken olduğuna değinen Sencer Solakoğlu, “İşinize tutkuyla bağlandığınızda, ego ortadan kalkar, rekabeti bırakır ve tek hedefe odaklanırsınız. O da verimlilik ve o işi daha iyi yapmak. İşinize tutkuyla bağlı olmazsanız hiçbir şeyde başarılı olma şansınız yok. Çok sıradan olursunuz. Herkesin yaptığı işi yaparak bir yere varmanız çok zor. Farklı bir bakış açısı, yaklaşım gerektiriyor. Bu sektörde bu çok önemli” diye konuştu.
Markalaşmanın önemine de değinen Solakoğlu, “Bir gün çiftçilik yapmaya kalkarsanız, herkesin yaptığını yaparsanız başarılı olamazsınız. Çok çalışır fark yaratırsanız belki bir şansınız var. Markalaşmazsanız, ürününüzü tarladan çatala kadar üreticiler olarak kendiniz götüremezseniz, sürdürülebilirliğiniz çok zayıf olur” dedi.
Çevreci bir anlayışla üretim yaptıklarını söyleyen Solakoğlu, “Gıda çok önemli ama çevre de çok önemli. Biz enerji ihtiyacımızın yüzde 80’ini güneş enerjisi ile sağlıyoruz. Kendi yemimizi üretmek büyük avantaj sağladı bize. Ama en büyük avantajı çevrecilikle sağladık. Hayvanlarım süt üretiyorlar. Ama gübre de üretiyorlar. Gübreyi işlemeye başladık. Bugün kendi tarlalarımda sadece hayvanlarımdan ürettiğim ve kompostla karıştırdığım organomineral gübreyi kullanıyorum. Karbon salınımımızı azaltacak çalışmalar yürütüyoruz. Böyle bir döngü içinde çalışıyoruz” dedi.