Öykücü Özcan Karabulut, Nilüfer Belediyesi'nin konuğu olarak Bursa'ya geldi. Nilüfer Akkılıç Kütüphanesi'nde Dil Derneği işbirliği ile düzenlenen okuma, söyleşi ve imza etkinliğinde Karabulut, kitaplarında yer almayan ve doğduğu şehir olan Adana'dan da izler taşıyan "Cin Ziyaretleri" isimli öyküsünü okudu. Edebiyata ODTÜ yıllarında, Edebiyat Kulübü Başkanlığı yaptığı dönemlerde öyküyle başladığını anlatan Karabulut, yazdıklarında yaşadığı şehir olan Ankara'nın izlerinin bulunduğunu söyledi. Türk-İş Sendikası için projeler yöneten Karabulut, "Zamanla işim nedeniyle ben coğrafyayı dolaştıkça, coğrafya da benim öykülerime girdi," dedi.
Romanı Amida, Sana Gelemezsem'le 2009'da Yunus Nadi Roman Ödülü'nü alan yazar, öyküyü her zaman daha çok sevdiğinin altını çizdi. 14 Şubat Dünya Öykü Gününün kurucusu sayılan Karabulut, okurlarının sorularını da yanıtladı. Yaklaşık altı ayda bir öykü yazdığını söyleyen yazar, her zaman bir fikirle, bir temayla yazdığını ifade etti.
Aşk ve bedenin edebiyatta büyük yer tuttuğuna dikkat çeken Özcan Karabulut, "Öyküde ve romanda aşka dokunulurken, bazı yazarlar bedene dokunmazlar. Oysa ben dokunuyorum. Dokunuyorum çünkü yazdıklarımda benim kendi bakış açım var" dedi. Öykülerinin otobiyografik öğeler taşımasına rağmen otosansürü de barındırdıklarını dile getiren Karabulut, yaşadıkça neden yazıyor olduğu, neden öykü yazıyor olduğu sorularına yanıtlar aradığını söyledi.
Sevdiği yazarların kim olduğu sorusuna "Kusura bakmayın ama bonkör davranamayacağım, size birçok yazar saymayacağım. Sadece Cortazar diyebileceğim," cevabını veren Karabulut, başka yazarları beğenmeyenin kendini de beğenmeyeceğini ve kendini geliştireceğini belirtti. "Ben hep bir öykünün peşindeyim. Bir yazar bütün yapıtlarında aynı tadı tutturamaz. Ama bir öykü yazar ve odur. Ben de beni kıskandıracak öyküyü arıyorum. İyi yazmak, okurun tüylerini diken diken edebilmektir. Ben de hep okuru o hale koyacak öykünün peşini kovalıyorum. Örneğin Sait Faik iyi bir öykücüdür ama onun gibi yazmak benim sonumu hazırlamaz mı? Ben kendim gibi yazarak benden önceki yazarların sonunu hazırlıyorum. Burada son, ölmek-öldürmek değildir. Son yeni bir başlangıca açılır. Birileri de gelecek benim sonumu hazırlayacak. Böylece kısır döngü olmayacak, edebiyat gelişecek," diye konuştu.
Nilüfer Belediyesi'nin konuğu olmaktan son derece memnun olduğunu da sözlerine ekleyen Karabulut, kendisine plaket sunan Başkanvekili Aysel Okumuş'a teşekkür ederken, Nilüfer Belediyesi adını gittiği birçok şehirde duyduğunu, yapılan başarılı çalışmaların başka şehirlerde de hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.