haber

Caz zor ama iyi bir şey

Panelde Pelin Opcin, Türkiye’de okullarda caz eğitimi verilmesi gerektiğini söyledi. Nilüfer Belediyesi, Uluslararası Nilüfer Caz Tatili Festivali kapsamında müzik ziyafetinin yanı sıra Türkiye’nin önemli isimlerini sanatseverlerle atölye, söyleşi ve panellerde bir araya getiriyor. Caz Tatili Festivali’nin son gününde Türkiye’de caz müziğinin yeri ve festivaller hakkında panel düzenlendi. Nazım Hikmet Kültürevi’nde düzenlenen panelin moderatörlünü Jazz Dergisi Editörü Zuhal Focan üstlendi. Panele Türkiye’de caz müziğin öncülerinden Emin Fındıkoğlu, İstanbul Jazz Festivali Direktörü Pelin Opcin ve yapımcı Kerim Selçuk konuşmacı olarak katıldı. 

Türkiye’de caz müziğinin yeri ve festivallerin ele alındığı panelde Zuhal Focan, Türkiye’de caz müziği yapmanın zorluklarına dikkat çekti. Focan, “Türkiye’de her şeyi yapmak çok zor aslında. En azından her türlü zorluğa karşı destek verenler de var. Müzisyenle başlayıp, yapımcıya, dergiye, festivale kadar giden uzun bir süreç. Ama verilecek destek bizim için çok kıymetli. Bazı sanatçı alkışla alıyor, ya da festival organizasyonunu düşünürseniz, en azından her türlü zorluğa karşı bir destek bularak aşmaya çalışıyoruz. Zor ama herkes mutlu,  az kazanıyorlar çok uzun süre eğitim alıp hayatlarının ilerleyen dönemlerinde enstrümanlara bağlı hastalıklarla uğraşıyorlar. Ömrünün sonunda verdiği inanılmaz emek karşılığında aldığı alkış caz sanatçılarına yetiyor” şeklinde konuştu.

Türkiye’de caz müziğin öncülerinden Emin Fındıkoğlu da 1970 yılında caz kulübü açtığını söyleyerek 1985 yılından itibaren caz müziğini Türkiye’de yaşatmaya çalıştığını kaydetti.

Türkiye’de caz eğitimi yok

İstanbul Jazz Festivali Direktörü Pelin Opcin de Türkiye’de caz eğitimi verilmediğine dikkat çekti. Opcin, “Burada bir ekosistemden bahsediyoruz müzisyen, yapımcı, plak şirketi gibi ama Türkiye’de caz ile ilgili en önemli halka olan eğitim eksik. Yani bir caz okulu yok. Şuan İstanbul Üniversitesi’nde konservatuara bağlı bir bölüm açılması düşünülüyor fakat yapısal, bürokratik bazı engeller var. O yüzden caz müzisyenlerinin yaptığı belki diğer müzisyenlerinin yaptığından bir kat daha önemli. Burada bir eğitim olmadan yurtiçi ve yurtdışında kendilerini geliştirerek veya klasik temel müzik alanında eğitildikten sonra caza yönelerek risk alıyorlar. Geleneksel Türk müziğine baksanız kadrolu olarak bir iş bulabilme olanakları var ama caz müziği bu konuda risk taşıyor. Türkiye’de bir caz müzisyeni sadece müzisyen değil bir yandan da girişimci olmak zorunda. Kendi çalmak istediği müziği, yapmak istediği albümü tek tek kapıları kendi çalarak yapmak zorunda. O yüzden caz müziği sanatçıları el üstünde tutulması gereken sanatçılar” dedi.

Caz sektörünün zor bir sektör olduğunu kaydeden Yapımcı Kerim Selçuk da gönül verilmeden yapılamayacağını söyledi. Kerim Selçuk, “Bu sektörün her yerinde yer alan insanlar, müzisyeninden tutun, dergi çıkaranına kadar herkesin işi çok zor ve bunu gönlünüzü koymadan yapamazsınız. Ben ekonomi okudum örneğin, bir bankada çalışsaydım daha iyi para kazanabilirdim ama bunu seviyorum ve bunu yapmaya karar verdim. Tahmin ediyorum ki bu sektörde çalışan insanların hepsi sevdikleri için yapıyorlar. Sadece severek de olmuyor bu iş, işin sonunda bütçeler raporlar hazırlanıyor. Ama hepimiz el ele verip bu işi layıkıyla yapmaya çalışıyoruz” dedi.

Çarpıcı değerlendirmelerin yapıldığı panelin sonunda Nilüfer Belediyesi Meclis Üyesi Fırat Emiroğlu ile Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılıç sanatçılara deneyimlerini paylaştıkları için teşekkür ederek, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey adına çiçek ve Caz Tatili Festivali’ne özel olarak tasarlanmış plaket verdi.