haber

Nilüfer Kent Konseyi’nden nükleer santral tepkisi

Nilüfer Kent Konseyi Kırsal Alan Çalışma Grubu Başkanı Emre Karagöz, Çernobil nükleer felaketinin 30. yılı nedeniyle yaptığı açıklamada Türkiye’nin enerji politikalarını nükleer yalanların oluşturduğunu belirterek  “Nükleer, hem çevre hem de insanlık için büyük bir risk. Enerji ihtiyaçları yenilenebilir kaynaklardan karşılanmalı” dedi.

 

Dünyanın en büyük nükleer felaketi olan Çernobil Nükleer Santrali’ndeki patlamanın 30. yılında Nilüfer Kent Konseyi Kırsal Alan Çalışma Grubu yaptığı basın açıklamasıyla nükleer santrallerin yarattığı tehlikelere dikkat çekti. Nilüfer Kent Konseyi Kırsal Alan Çalışma Grubu Başkanı Emre Karagöz yaptığı açıklamada “30 yıl önce bugün, Çernobil’de dünyanın en büyük nükleer felaketi yaşandı. Çernobil'deki nükleer felaketin izleri silinmiş değil, bölge hala yaşanmaz durumda. Amerika Birleşik Devletleri,  II. Dünya Savaşı’nda atom bombası ile Hiroşima’da gerçekleştirdiği saldırıyla bir anda 92 bin kişin ölümüne neden oldu. Açığa çıkan radyasyon dolayısıyla da 1950 yılından itibaren 200 bin kişi daha hayatını kaybetti. Üç gün sonra ABD bu sefer Nagasaki’ye bir plütonyum bombası attı ve ilk anda 70 bin kişi, on binlerce insan da ilerleyen yıllarda nükleer serpinti sonucu hayatlarını kaybetti. En az bu kadar insan da nükleer sızıntılar yüzünden çeşitli hastalık ve sakatlıklarla yaşamak zorunda kaldı” dedi.

“Nükleer felaketler ülkemizde görmezden geliniyor”

Nükleer felaketin etkilerinin günümüzde de devam ettiğini belirten Karagöz, “Bu felaketler birçok ülkeye ders olmasına karşın ülkemizde görmezden geliniyor. Ülkemiz bugün Sinop’ta, Akkuyu’da, İğne Ada’da belirsiz bir nükleer felakete sürükleniyor. Bugün yaşananlardan ders almayan sistem insanları, doğayı, tüm yaşamı enerji ihtiyacı ve mutfak tüpünden daha az tehlikeli gibi yalancı argümanlarla nükleer enerji tehlikesine sürüklüyor” ifadelerini kullandı.

Nükleerin, hem çevre hem de insanlık için büyük bir risk olduğunun altını çizen Karagöz, “Nükleer enerji kirli, pahalı ve tehlikelidir. Çernobil ve Fukuşima felaketlerinden ders alan ülkeler, nükleer santrallerini kapatıyor, yeni planları iptal ediyor. Nükleer enerjinin tarihi, kısmi erimelerden radyoaktif sızıntılara, atık sorunundan, uranyum madenciliğinin kirli yüzüne nükleer endüstrinin yalanlarından oluşan bir tarihtir. Nükleer yalanlar bugün Türkiye’nin enerji politikasını oluşturmaktadır” dedi.

“Yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmalı”
Enerji ihtiyaçlarının yenilenebilir enerji kaynaklarından dengeli biçimde karşılanması gerektiğini söyleyen Karagöz, “Fukuşima kazasından yakın bir süre sonra Japonya'da nükleer santraller çalışmazken bırakın karanlıkta kalmayı tek bir elektrik kesintisi bile olmadı. Bizler dünya tarihine adını ölümlerle yazan nükleeri istemiyoruz. Dünyada yaşamdan daha önemli hiçbir şeyin olmadığını düşünüyor ve bunu riske atmıyoruz” şeklinde konuştu. 

?