haber

Sinemada Görme Biçimleri Atölyesi’ne büyük ilgi

Nilüfer’de kültürel ve sanatsal bir yapının oluşmasını sağlamak ve korumak için her yıl yüzlerce etkinlik düzenleyen Nilüfer Belediyesi, sanat atölyeleri ile de bu hedefe yönelik önemli adımlar atıyor. Nilüfer Belediyesi’nin bu dönem düzenlediği atölyelerden biri olan ‘Sinemada Görme Biçimleri Atölyesi’  büyük ilgi görüyor.

60 kişinin katılımıyla başlayan ancak yoğun talep üzerine 30 kişilik bir grubun daha oluşturulduğu ‘Sinemada Görme Biçimleri Atölyesi’ haftada iki gün gerçekleştiriliyor. Eğitimleri veren fotoğraf sanatçısı ve sinema eleştirmeni Yalçın Savuran, sinema meraklılarını farklı zaman dilimleri, yönetmenler, temalar ve fragmanlar eşliğinde keyifli bir sinema yolculuğuna çıkarıyor. 

Nazım Hikmet Kültürevi’nde düzenlenen atölyede, görüntüye dair iz düşümlerle izleyiciyi edilgen konumdan etkin konuma geçirmeyi amaçlayan, farklı okuma ve görme biçimleriyle,  bilinç, bilinç akışı, bilinç dışı alanlarda yolculuk yapılıyor.

Sinemayı görme biçiminin ‘sinemaya okuma’ yolculuğuyla başladığını anlatan Yalçın Savuran, ‘Salt sinemayı okumuyoruz, yaşamı okumaya çalışıyoruz. Zaman zaman edebi metinler devreye giriyor, zaman zaman sosyolojik okumalar, yönetmenin izin verdiği kadar psikolojik okumalar ve alt metinler bu şekilde ilerliyor. Bütün bu süreçlerle aslında düşünce anlamında da zenginleşiyoruz, okuyup elekten geçirdiklerimizi de paylaşıyoruz’ diye konuştu.

 

Dünya sinemaları mercek altına alınıyor

Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği ve toplam 90 sinema meraklısının katıldığı atölyelerde  bütün dünya sinemalarını gözden geçirdiklerini belirten eğitmen Yalçın Savuran, ‘Edebiyatta yaratılan  karakterlerin sinemasal bakış açısıyla nasıl yansıtıldığını gözlemliyoruz. Karakterlerin nasıl yerleştirildiğine bakıyoruz. Bu da bizi metin olarak zenginleştiriyor. Bir edebi metin var ortada bir de sinemasal bir anlatım söz konusu. Bir metnin 700 sayfalık bir yapıtı sinemada 90 dakikada anlatılıyor. Yönetmen 700 sayfalık bir metnin hangi önemli yerlerini alıp 90 dakikalık bir sinemaya çevirebiliyor, bana dokunan noktalar yönetmene de dokunabilmiş mi onları araştırıyoruz’ diyerek izledikleri yöntemi anlattı.

Sinemayı sanat disiplini olarak niteleyen Savuran, yönetmen adaylarına tavsiyelerde de bulundu. Savuran ‘Son dönemde herkeste artık bir kamera var. Kameraya sahip olan herkes yönetmen olmaya da hevesleniyor. Sanırım herkesin hayatında en az bir tane hikayesi var ama ikinci, üçüncü hikayeler ne kadar çıkar, hangi doluluktan çıkar? Benim merak ettiğim  konulardan biri de bu. Hadi birini yaptık da sonrası ne olacak? İşte bunun için hem bir taraftan sinema okumak sinemayı anlamaya çalışmak, yönetmenleri anlamaya çalışmak gerek. Hem de edebiyatı anlamak gerek. Farklı edebiyat biçimlerini de araştırmak gerek. Sadece dünya edebiyatı değil Türk edebiyatından da insana dokunacak kesitleri yakalamak gerek’ diye konuştu.