Sivil Topluma Aktif Katılım Raporu Bursa’da STK’lara sunuldu
Yoğun ilgi gören toplantıda katılımcılar STK’ları
ilgilendiren mevzuatın iyileştirilmesi için önerilerini sundular. Türkiye’de Sivil Toplumun Geliştirilmesi ve Sivil
Toplum-Kamu İşbirliğinin Güçlendirilmesi projesi kapsamında, İnsan Hakları Hukuku Uzmanları tarafından
hazırlanan Sivil Topluma Aktif Katılım Raporu Sivil Toplum Kuruluşları’nın
(STK) görüş ve önerilerine açıldı. İstanbul ve Ankara’nın ardından,
danışma toplantılarının üçüncü ayağı Nilüfer’de düzenlendi. Nilüfer Belediyesi
Dernekler Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen toplantıya Nilüfer Belediye Başkan
Yardımcısı Bukle Erman, Doğa İnsan
Eğitim Gezi Derneği, Mor Salkım
Kadın Dayanışma Derneği, TEMA Vakfı
Nilüfer Şubesi, Türk Psikologlar
Derneği Bursa Şubesi gibi birçok STK yoğun ilgi gösterdi.
Türkiye’de çoğulculuğu ve Avrupa ile bütünleşmenin
değerleri destekleyen güçlü demokratik kurumların ve sivil toplumun var olması
amacıyla düzenlenen toplantının sunumu TÜSEV Yasal Çalışmalar Program Direktörü
Selen Lermioğlu Yılmaz tarafından yapıldı. Selen Lermioğlu Yılmaz hazırlanan çalışma sonucunda belirlenen sorunlar
ve önerilerle kamu ve sivil topluma bir yol haritası sunmak üzere yola
çıktıklarına dikkat çekerek, “Ulusal
mevzuattan kaynaklanan ve sivil topluma katılımı engelleyen veya zorlaştıran
hususlar tespit edilirken, öncelikle
örgütlenme özgürlüğünün uluslararası belgelerde,
uluslararası mekanizmaların ürettikleri içtihatta ve AB standartlarında ne
şekilde tanımlandığı ve sınırlandığını göz önüne aldık,” dedi.
Örgütlenme özgürlüğüne dair yasal düzenlemelerin
oldukça karmaşık ve dağınık olduğuna söyleyen Yılmaz,
“Mevcut mevzuatta örgütlenme özgürlüğüne dair uluslararası standartlarla çok
sayıda uyumsuzluk göze çarpıyor. Rapora göre,
hâlihazırda örgütlenme özgürlüğünü sınırlayan ve Anayasa’ya veya uluslararası
sözleşmelere aykırı düzenlemeler söz konusu. İnsan hakları ile ilgili uluslararası
sözleşmeler ile kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle
çıkabilecek uyuşmazlıklarda uluslararası sözleşme hükümlerinin esas alınacağını
düzenleyen Anayasa’nın 90. maddesi bu anlamda yeterli güvenceyi sunmamaktadır.
Zira bu hükme rağmen, uluslararası
sözleşmelerle çelişen çok sayıda yasal düzenleme halen uygulama alanı
bulmaktadır. Dolayısıyla bu alanda bir yasal reform çalışmasına büyük ihtiyaç
bulunmaktadır. Aksi bir tutum,
Türkiye’nin uluslararası alanda mevcut olan insan hakları karnesinin daha da
kötüleşmesine yol açabilecektir,” şeklinde konuştu.
Yılmaz, “Kamu-STK işbirliğine dair durumu, “Kamu kurumları ile STK’lar arasındaki ilişkileri
düzenleyen uluslararası standartlar ve iyi uygulamalarla uyumlu bir mevzuatın
olmadığı bir durumda, ilişkiler
ancak kişisel çabalarla kuruluyor ve sürdürülebilir olmuyor. Kamu kurumları
yasalarca zorunlu tutulmadığı ve ilişkilerin ilkeleri ve çerçevesi böylece
belirlenmediği sürece, STK’ların
politika süreçlerine katılımı kamu idaresinin keyfiyetine ve inisiyatifine
bırakılıyor. Yaptığımız istişare sonuçları gösteriyor ki,
destekleyici bir mevzuat olmadığı için,
kamu kurumları çoğunlukla diyalog ve işbirliklerine açık davranmıyorlar.”
Sivil Toplum Aktif Katılım Raporu nedir?
Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) hazırladığı
Sivil Topluma Aktif Katılım: Uluslararası Standartlar,
Ulusal Mevzuattaki Engeller Öneriler başlıklı raporu sivil toplum için
elverişli ortama dair yasal engelleri belirliyor ve çözüm önerilerini sunuyor.
Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, Türkiye’de Sivil Toplumun Gelişimi ve Sivil
Toplum-Kamu İşbirliğinin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında İstanbul Bilgi
Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi Uzmanı
Gökçeçiçek Ayata ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Ulaş Karan tarafından hazırlanan raporda,
sivil topluma aktif katılımın önündeki yasal engellerin tespit edilmesi ve bu
engellerin ortadan kaldırılması için öneriler sunulması amaçlanıyor.