haber

Nilüfer kentsel yenilemeyi çok boyutlu ele aldı

Nilüfer Belediyesi Dernekler Yerleşkesi’nde düzenlenen ve iki gün sürecek olan çalıştaya Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, BM Habitat Kent Planlama, Gelişim ve Tasarım Bölümü Yöneticisi Laura Petrella ile BM Habitat Danışmanı Şehir Plancısı Thomas Stellmach, Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcıları ve teknik personel katıldı. Kent ekolojisini gözeten ve katılımcı bir planlama yaklaşımı oluşturmayı hedefleyen Nilüfer Belediyesi, “Kentsel Dönüşüm Projesine Hazırlık Çalıştayı” ile dönüşümün sosyal, çevresel, yasal ve ekonomik boyutlarını mercek altına aldı.

Çalıştayın açılışında konuşan Başkan Mustafa Bozbey, kentsel dönüşümün Türkiye’de farklı algılandığını belirtti. Kentsel dönüşümün insanla başlayıp insanla biteceğini ifade eden Bozbey, “Kentsel dönüşüm insanları değiştiremediğiniz takdirde hiçbir işe yaramaz. Kentsel dönüşüm yaparken projede tüm dinamik ve disiplinlere yer vermelisiniz. Nilüfer Belediyesi bu konuda çok hassas. Bu toplantıda dünyadaki dönüşüm ve değişimler ele alınacak. Türkiye’de yapılmak istenen dönüşüm değil yenilemedir. Bu şekilde sadece binaları yenilersiniz ve insanları mutlu edemezsiniz. Tarlabaşı, Doğanbey ve Kamberler ortada” dedi.

Nilüfer Belediyesi’nin deprem envanteri yaparak Nilüfer’i mercek altına aldığını kaydeden Bozbey, “Nilüfer’de binaların yüzde 8’i mutlaka yıkılmalı. Uzun  vadeli faizsiz kredi, KDV ve vergi muafiyeti getirilerek insanları elin altına koyacak imkanlar verilmeli,” şeklinde konuştu.  

Kentsel dönüşümün, inşaat, betonlaşma ve kâr hırsının egemen olduğu bir alana hapsolduğunu ifade eden Bozbey, “Tüm bunlara sebep olan ise kentsel dönüşüm süreçlerinin anti demokratik, “emri vakilerle” süreçlerle şekillenmesidir. Toplumsal kesimlerin rızasının alınmadığı her türden kentsel uygulama çeşitli mağduriyetler yaratacaktır. Halbuki bazı yerleşimlerimizin yenileme, iyileştirme, dönüşüm projelerine ihtiyacı olduğu açıktır. Nilüfer Belediyesi kentsel dönüşüm süreci içerisinde, mevcut planlama sürecine alternatif olarak eşitlikçi, kent ekolojisini gözeten ve katılımcı bir planlama yaklaşımı oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu çalıştaylarda kentsel dönüşümü sosyal, çevresel, yasal ve ekonomik boyutları ile birlikte ele alarak, BM Habitat ofisi ile yeni bir yaklaşım ve modelin geliştirilmesi için çalışacağız,” diye kaydetti.

BM Habitat Kent Planlama, Gelişim ve Tasarım Bölümü Yöneticisi Laura Petrella da Türkiye’nin deprem kuşağı altında olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de depreme karşı önlem almak şart. Bunun içinde ciddi şekilde dönüşüm gerekiyor. Dünyada planlı gelişimin çok güzel örnekleri var. Dönüşüm yaparken devletle özel sektörü entegre etmelisiniz. Çünkü maliyet çok olduğu için yükü kamuya yaslamak işi yavaşlatır. Özel sektörü bu işe dahil etmek daha verimli ve hızlı çalışmaya yol açar. Şehirleşme ve ekonomik kalkınma birbirini etkiler. Yoğunlaşma beraberinde birçok sorunu tetikler. Modernleşme ve zenginleşme yaşanan bölgede alt gelir grubu arka mahalle oluşturmaya yönelik harekete geçer. Böylece planlı gelişim bozulur ve sosyal eşitsizlikler ortaya çıkar,” dedi.

BM Habitat Danışmanı Şehir Plancısı Thomas Stellmach da şehirleri planlarken bütün olarak ele alınması gerektiğini kaydederek, “Kentsel dönüşüm yaparken kamu alanları ve ulaşımda ele alınmalı. Kentsel dönüşümleri parça parça yaparsanız daha az insan etkilenir. İnsanlar yakınlarıyla birlikte yaşamak ister. İnsanlar arası ayrışma büyük problemlere yol açar. Yerleşim planında alt yapı ve ulaşım konuları da ele alınmalı” diye konuştu.

İki gün sürecek çalıştaya Yıldız Teknik Üniversitesi  ve Özyeğin Üniversitesi’nden gelen şehir plancısı uzmanlar da katılarak görüşlerini paylaşıyor.