haber

Şiirlerini dünya barışı için okudular

Nilüfer Belediyesi tarafından düzenlenen Uluslararası Nilüfer Şiir Festivali, şairleri ve şiir tutkunlarını Nilüfer’de ağırlamaya devam ediyor. 2 Kasım’da başlayan festival kapsamında düzenlenen etkinlikler şiir dostlarına keyifli anlar yaşatıyor. Festival kapsamında Konak Kültürevi’nde İranlı yönetmen Asgar Ferhadi’nin yazıp yönettiği “Bir Ayrılık” isimli filmin gösteriminin ardından, Anadolu Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Savaş’ın katılımıyla “Bir Ayrılık, Bin Hakikat” söyleşisi gerçekleşti.

 

Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği söyleşide Doç. Dr. Savaş şiirselliğin edebiyattaki ve sinemadaki karşılığı üzerine konuştu. “Sözcükler nasıl şiire dönüşür?” diye soran Savaş, “Şair kendi dilinin sınırlarını aşan insandır. Bir şair kendi dilinin sınırlarını aşıyorsa sanatçıdır. Sözcüklerin imgeye dönüştüğü yerde sanatçı dilin sınırlarını aşar. Şiirselliği yakalamanın, sanatın her dalında olmazsa olmazı da imgedir” diye konuştu. Bir Ayrılık filmini hayatın kendisi gibi karmaşıklığın içinde yalın ve abartısız olarak değerlendiren Hakan Savaş, filmin aslında hakikati sorguladığını söyledi.

 

“Yazarlığın temeli dil”

Şiirin kalbinin Nilüfer’de attığı Uluslararası Nilüfer Şiir Festivali kapsamında moderatörlüğünü Uluslararası Nilüfer Şiir Festivali Danışma Kurulu Üyesi Gonca Özmen’in yaptığı “Şairin dili evi midir?”  söyleşisi de gerçekleştirildi. Söyleşide şair Ülkü Tamer, Tara Skurtu, Zoe Skoulding ve Karin Karakaşlı şiirin dilini masaya yatırdı.

 

Şair Ülkü Tamer, “Ne yazık ki dil bize sağlam bir biçimde öğretilmiyor. Ben bir takım yazarlar görüyorum. O kadar çok dil yanlışları var ki inanamıyorum ve bahaneleri de hazır ‘Bu benim kendi üslubum’ diyorlar. Önce elindeki araçları iyi kullanmak gerekli. Dil de bu işin temeli. Yazar da önce bu dili iyi öğrenmeli, öğrendikten sonra kendi üslubunu yaratsın. Ama dili bilmemeyi bir bahane olarak göstermesin. Onun için bir yazarın dili gerçekten evidir. O evi önceden sağlam kurması gerekir ki doğru yaşasın. Bu yüzden dile son derece önem vermek gerekiyor” dedi.

 

İngiltere’den gelen şair Zoe Skoulding de şiirlerinde çok farklı mimari mekânlar inşa ettiğini söyleyerek şiirin mekânların ötesindeki insanlarla konuşmanın yolu olduğunu kaydetti. “Şairin dili evi midir?” soruna “Şairin evi var mıdır?” diyerek yeni bir anlam kazandıran Karin Karakaşlı da “Şairleri, yersiz ve yurtsuzluk üzerinden tanımlıyorum, bitmeyen bir memleket arayışı üzeriden, belki gönüllü çıkılan, kimi zaman da zorla düşülen sürgün üzerinden. Ama dilin onu en çok zorlayan alanlardan biri olduğu çok büyük mücadele alanı olduğu kaçınılmaz bir gerçek. Müzikte notalarımız var, resimde boyalarımız kalemlerimiz var. Şiire gelince elimizde dilimiz var. Ama o dille neler yapmıyoruz ki biz? Her gün gündelik hayat kavgalarımız dil üzerinden, linç kampanyaları yürütülebiliyor, sonra da sen alıyorsun bu dili şiire varmaya çalışıyorsun. Şiir hiç yalan kaldırmıyor.  Dolayısıyla mücadelesi bu anlamda da bitmiyor” diye konuştu.

 

ABD’den gelen şair Tara Skurtu da “Evler bizim penceremiz, o yüzden şiirin evini de aslında evin ne olduğunu düşünerek, sürekli değişen şeyler olduğunu düşünerek konuşmak istiyorum. Beden aslında en temel evdir ve bedeninizle mücadele ettiğinizde aslında kendinizi evinizde hissetmezsiniz. 20’li yaşlarımda çok hasta olduğum bir dönemde her gün şiir yazmaya başladım. Aslında her gün yazmam. Hastayken yaptığım, kendi vücudumda yabancıymışım gibi hissediyordum. Bu yüzden kendime her şeyin olabileceği yeni bir ev ve orada kendimi güvende hissedebileceğim bir dünya kurdum” diye kaydetti.

 

Nükleere karşı şiirle barış

Festival kapsamında “Nükleere karşı şiirle barış” başlıklı etkinlik de Konak Kültürevi’nde düzenlendi.  Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı şair ve yazar Mustafa Köz, Dünya Şiir Hareketi’nin bildirisini okudu. Festivale katılan şairler de barış için şiirlerini seslendirdi.  Şairler Ülkü Tamer, Zoe Skoulding, Ahmet Telli, Emel İrtem, Zafer Şenocak, Daija Zilic, Deniz Durukan, Ryan Van Winkle, Karin Karakaşlı, Hüseyin Yurttaş, Tara Skurtu, Hilmi Haşal ve Marc Delouze şiirlerini dünya barışı adına okudu. Şiir okumalarının ardından Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç katılımcılara teşekkür ederek günün anısına plaket ve birer gül verdi.