Avustralya Başbakanı’nın Aborjinler’den özür dilemesinden,
Bulgaristan Parlamentosu’nun 11 Ocak 2012 tarihinde Türk azınlıklardan özür dilemesine
kadar sekiz konuyu ele alan “Bir Daha Asla!: Geçmişle Yüzleşme ve Özür” sergisi
Nilüfer Belediyesi, Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür işbirliğinde Nâzım
Hikmet Kültürevi Yeraltı Sanat Galerisi’nde açıldı. Geçmişle yüzleşme
deneyimlerini, özür dileme eylemini ve toplumların, ortak demokrasi kültürünü
oluşturma mücadelesini ele alan serginin açılışına Nilüfer Belediye Başkanı
Mustafa Bozbey, Başkan Yardımcısı
Serginin açılışında toplumların geçmişiyle yüzleşmeden sağlıklı bir yol alınamayacağını altını çizen Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey sergide özür dileme eyleminin, ortak demokrasi kültürü oluşturma mücadelesi bağlamında ele alındığını kaydetti. Bozbey, “Dünya İnsan Hakları Günü’nde dünyanın dört bir yanında, içinde bulunduğumuz iletişim çağına, teknoloji çağına, bilgiye en kısa yoldan ulaşabilme çağına inat, demokrasi adına pek çok ayıp yaşanıyor. Daha fazla özgürlük ve demokrasi taleplerine kulaklarını tıkayanlar, tedavülden kalkmış, kullanılmayan bir dili yeni nesle dayatmaya çalışıyor. Az ya da çok, ileri ya da geri değil, gerçek anlamda demokrasi ekmek kadar, su kadar, hava kadar gerekliyken, komik denilebilecek gündemlerle, akıl almaz olaylarla uğraşıyoruz. Ama bunun yanında, Soma’da ölen işçilerimizi unutuyoruz. Bugün, Dünya İnsan Hakları Günü’nde en çok ihtiyaç duyduğumuz şey ne yazık ki ve hâlâ demokrasi,” şeklinde konuştu.
Özmen: “İnsanları düşünmeye davet ediyoruz”
“Bir Daha Asla!; Geçmişle Yüzleşme ve Özür” sergi eş küratörü Kubilay Özmen de amaçlarının birlikte yaşama kültürünü topluma yerleştirmek olduğunu söyledi. Özmen, “İnsanlığın, özellikle dünyanın son on yıldır üzerinde çalıştığı, bir yandan da bir arada yaşama kültürünü geliştirmeye yönelik bir süreci göstermeye çalışıyoruz. Çünkü özür denilen şey insanlığın bir arada yaşamasının önünü açacak ilk adımlardan biri. Özür dilediğimiz anda aslında bambaşka bir iyileştirme, geçmişimizle yüzleşme ve bir yandan da birlikte yaşama kültürünü örgütleme anlamını taşıyor,” dedi.
Sergiyi hazırlarken dünyadaki ‘resmî özürlerin’ arşiv çalışmasını yaptıklarını belirten Özmen, “Bu sergide sekiz tane vaka incelemesi görüyoruz. Mesela ‘Kanlı Pazar’la ilgili özür ya da Bulgaristan’daki Türk azınlıklarla özürlerden oluşan bir sergi. Bunun için kişisel arşivler, devlet arşivleri, üniversite arşivleri tarandı ve şu an bu sergide on adet video yer alıyor. Sergi ile bir arada yaşama kültürüne dair bu vakaları göstermek istedik. Çünkü dünya tarihinde sekiz tane resmi özrü görmekle beraber, özür dilenir gibi yapılmış bir sürü vaka da var ve hâlâ özür dilenmemiş vakalar da var. Buradan insanları düşünmeye davet ediyoruz,” diyerek çağrıda bulundu.